Retinoblastom, gözün iç tabakası olan retinayı etkileyen bir göz kanseri türüdür.
Retinoblastom, retina dokularında malign (kanser) hücrelerin oluştuğu bir hastalıktır. Retina, gözün arka duvarını kaplayan sinir dokusundan yapılmıştır. Işığı alır ve ışığı optik sinirden beyne giden sinyallere dönüştürür.
Beyin, görüntüyü görebilmeniz için sinyalleri çözer. Retinadaki sinir hücreleri ışığı algılayarak beyne görüntü göndererek görmemizi sağlar. Retinoblastom, retinada tümörlerin (hücre kümelerinin) büyümesine neden olur. Retinoblastom gözün ender rastlanan kanserlerinden biridir. Gözdeki ağ tabakası (retina) içinde oluşur ve yalnızca çocukluk çağında görülür
Çocukluk çağının en sık göz içi malign tümörü olup yaklaşık 1/18.000 canlı doğumda görülür. Hastaların büyük çoğunda üç yaşından önce ortaya çıkar. Kız ve erkekler eşit miktarda etkilenir.
Tümör sporadik olarak ortaya çıkabileceği gibi herediter olarak da görülebilir. Retinoblastom, 13. kromozomun q14 bandında yerleşik RB1 tümör supresör geninin her iki allelde delesyon veya mutasyon oluşmasıyla ortaya çıkar.
Germinal mutasyonu olan olgularda retinoblastom dışında primer tümörler de gelişebilir. Herediter olgular genellikle bilateral ve multifokal olup, unilateral olgulara göre daha erken yaşta görülürler. Yani retinoblastom kalıtsal ve kalıtsal olmayan şekillerde oluşur.
Çocuğun kalıtsal retinoblastom formuna sahip olabileceğini düşündüren diğer faktörler şunları içerir:
Kalıtsal retinoblastom teşhis edilip tedavi edildikten sonra, birkaç yıl daha yeni tümörler oluşmaya devam edebilir. Yeni tümörleri kontrol etmek için düzenli göz muayeneleri genellikle en az 28 ay boyunca her 2 ila 4 ayda bir yapılır.
Çoğu retinoblastom vakası kalıtsal olmayan formdur. Kalıtsal olmayan retinoblastom ebeveynlerden geçmez. Bu tip retinoblastoma, bir çocuk doğduktan sonra tesadüfen meydana gelen RB1 genindeki mutasyonlardan kaynaklanır.
Herediter retinoblastomlu bireyin çocuklarının etkilenme riski %45 iken sporadik olguların çocuklarında bu risk %7-15’e düşmektedir. Bir çocuğunda bilateral retinoblastom olan sağlıklı ebeveynlerin diğer çocuklarında retinoblastom görülme şansı %3 iken etkilenen çocukta tutulum unilateral ise sonraki çocuklar için etkilenme şansı %1 altına düşmektedir.
Ailesinde retinoblastom öyküsü olan çocuklar, retinoblastom kontrolü için göz muayenesinden geçmelidir.
Ailesinde retinoblastom öyküsü olan bir çocuğun, çocuğun RB1 gen değişikliğine sahip olmadığı bilinmediği sürece, retinoblastomu kontrol etmek için erken yaşlardan başlayarak düzenli göz muayeneleri yapılmalıdır.
Retinoblastomlu çocukların en sık hekime gelme yakınması lökokoridir. Lökokori, pupilladan gelen beyaz ışık yansıması demektir.
Tümör retinadan kaynaklanıp vitreus içine büyüme gösterir. Vitreus içini doldurup pupilladan beyaz yansıma vermeden önce görmede azalma ve buna bağlı olarak şaşılık ile kendisini belli edebilir. Bu sebeple şaşılık ile müracaat eden her çocuğun dilatasyonlu fundus muayenesi yapılarak retinasının değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Retinoblastom olgularının büyük bir kısmı indirek oftalmoskopi yardımı ile göz doktoru tarafından tanınabilir. Kalsifikasyonların belirlenmesinde BT ve ultrason, MRG ise ek olarak tümör boyutlarının ve yayılımının belirlenmesinde faydalı görüntüleme yöntemleridir. Küçük bir grup hastada ise tüm bu tetkik ve muayenelere rağmen lökokori yapan diğer nedenlerden ayırt edilmesi oldukça zorluk taşıyabilir.
Sadece gözde bulunan retinoblastoma intraoküler olarak adlandırılır.
Gözden göz çevresindeki dokulara veya vücudun diğer bölgelerine yayılan retinoblastom, ekstraoküler olarak adlandırılır. Bu kanser türü nadirdir, ancak beyni, omuriliği, kemik iliğini veya lenf düğümlerini etkileyebilir. Radyasyon, kemoterapi ve kemik iliği nakli gibi birçok farklı tedaviye ihtiyaç duyabilir.
Retinoblastom tedavisinin belirlenmesinde tümörün büyüklüğü, yerleşim yeri, unilateral veya bilateral olması, orbita invazyonu ve metastaz varlığı önemli faktörler olarak öne çıkmaktadır.
Tedavi planı belirlenmeden önce çocuğun genel anestezi altında detaylı fundus muayenesinin yapılıp, lezyonların çizimler ve fotoğraflar vasıtasıyla dökümantasyonunun yapılması gerekir.
Tedavi ve takip süreci oftalmolog ve pediatrik onkologdan oluşmuş bir ekip çalışması gerektirir. Retinoblastomlar genellikle çabuk büyürler. Göz küresinde ve göz boşluğunda oluşabildikleri gibi göz sinirini takip ederek merkezi sinir sistemine (MSS) ve kan damarları ve/veya lenf damarları üzerinden diğer organlara yayılabilirler. Hastalık tedavi edilmezse hemen hemen daima ölümle sonuçlanır.
Tedavide transpupiller termoterapi, kriyoterapi, brakiterapi, eksternal radyoterapi, kemoredüksiyon, enükleasyon ve ekzanterasyon uygulanabilir.. Glob içinde sınırlı tümörlerde tedavi sonrası 5 yıllık sağkalım oranı %95’lere ulaşmaktadır.
Retinoblastom tedavisi, göz içi (göz içi) veya göz dışı (göz dışı) olmasına bağlıdır.
Göz içi retinoblastomda kanser bir veya iki gözde bulunur ve sadece retinada olabilir veya koroid, siliyer cisim veya optik sinirin bir kısmı gibi gözün diğer bölümlerinde de olabilir. Kanser, gözün dışındaki dokulara veya vücudun diğer bölgelerine yayılmamıştır.
Ekstraoküler retinoblastomda kanser gözün ötesine yayılmıştır. Göz çevresindeki dokularda (orbital retinoblastoma) bulunabilir veya merkezi sinir sistemine (beyin ve omurilik) veya karaciğer, kemik, kemik iliği veya lenf düğümleri gibi vücudun diğer bölümlerine yayılmış olabilir.
Retinoblastom için birçok tedavi vardır ve hepsi kanser hücrelerini öldürmeyi amaçlar. Bu tedaviler veya bunların bir kombinasyonu önerilebilir:
Bir çocuğun tedavinin işe yaradığından emin olmak için (genellikle anestezi altındayken) düzenli göz muayenelerine ihtiyacı olacaktır.
Kliniğimizin aşağıdaki kurum veya özel sigortalarla anlaşması bulunmaktadır. Anlaşmamız olmayan özel sigorta ve kurumlara TTB fiyat tarifesinden fatura düzenlediğinden, hastalarımız ödedikleri ücreti sigortalarından ve kurumlarından tahsil edebilmektedirler.