Hava sıcaklığının düşmesiyle kendisini hissettiren sonbaharda özellikle kalabalık ve kapalı ortamlarda hızla yayılan virüs ve bakteriler çocukları da tehdit etmektedir. Kışın en sık görülen çocuk hastalıkları ve hastalıklar karşısında neler yapılması gerektiği anne ve babaların ortak sorusudur. Sonbahar ve kış aylarında hava sıcaklığının da düşmesiyle çocuklar zamanlarını okul ve alışveriş merkezleri gibi kapalı ortamlarda geçirmektedir. Bu da çocukların vücut direncini düşürüp, hastalanma risklerini artırmaktadır. Soğuk algınlığı, mikroplar ve diğer enfeksiyonlar kışın, özellikle çocuklarda daha sık görülür.
Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklar kış aylarında daha sık görülse de nedenleri her zaman basit değildir. Bir efsane, soğuk havanın sizi hasta edebileceği yönündedir ancak bu doğru değildir. Soğuk algınlığı tek başına hastalığa neden olmaz. Ancak dışarısı daha soğuk olduğunda çocuklar kapalı mekanlarda daha fazla zaman geçirmeye eğilimli olurlar, bu da mikropları ve enfeksiyonları kolaylıkla almalarına neden olur. Soğuk aylarda soğuk algınlığı, grip ve diğer solunum yolu hastalıkları daha sık görülür. İnsanların daha sık kapalı mekanlarda bulunması, virüslerin bir kişiden diğerine daha kolay geçmesine olanak tanır. Soğuk ve kuru hava da direnci zayıflatabilir. Bazı virüsler daha serin ve daha az nemli havada gelişir ve hatta daha iyi yayılabilir. Kış aylarında burun mukozası daha kuru ve yapışkan olabilir. Son olarak, kış ayları sırasında düzenli uyku veya yeme alışkanlıkları kesintiye uğrarsa bağışıklık sistemi daha savunmasız hale gelebilir ve enfeksiyonla mücadele daha zor olabilir.
Çocuklarda kış aylarında en sık rastlanan hastalık soğuk algınlığıdır. Çocuklarda soğukalgınlığı olduğu zaman ateş 38 derecenin üzerine çıkmaz ve çocuğun genel durumunda bir sorun olmaz. Soğuk algınlığı hafif burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve nezle ile kendisini göstermektedir. Solunum yolu enfeksiyonlarının yüzde 90'ı virüslere bağlı gelişmektedir. Bu nedenle antibiyotik gerektirmemektedir. 200'den fazla virüs soğuk algınlığına neden olabilir. En yaygın olanı rinovirüstür.
Sadece ateş düşürücü ilaçla hastalığa müdahale edilir, serum fizyolojikle de çocuğun burnunun açılması sağlanır. Çocuklar yılda 10'a kadar soğuk algınlığına yakalanabilir. Çocuklarda soğukalgınlığı durumunda dekonjestanlar, öksürük pastilleri ve antihistaminikler belirtilere yardımcı olabilir. Dinlenme ve sıvı alımı iyileşmeyi hızlandırabilir. Belirtiler 3-4 gün veya 1 hafta sürebilir. Çoğu çocuk, belirtilerin ortaya çıkmasından bir gün önce başlayarak, yaklaşık bir hafta boyunca bulaşıcıdır.
Farenjit, çocuklarda kış aylarında en çok görülen ikinci hastalıktır. Farenjit de yüzde 85-90 virüs kaynaklıdır. Bu nedenle de antibiyotik kullanımı önerilmemektedir. Bu hastalıkta da bol sıvı tüketimi, ateş düşürücü ilaçların kullanımı, bitki çayı içirilmesi önemlidir. Ancak farenjitle birlikte bademcik iltihabı oluşabilir. Boğazda ağrı, kaşıntı, ağrılı yutkunma, ateş 39 derece civarında ise ve ateşli tablonun 48 saati geçtiği durumlarda, genel durumun bozuk olduğu durumlarda doktora gitmek gerekmektedir. Nezleden farklı olarak bademcik iltihabına bakteriler neden olduğu için bu çocuklarda antibiyotik önerilebilir.
Çocuklarda grip de sık rastlanan hastalıklardandır. Grip, etkeni influenza virüsü olan titremeyle gelen yüksek ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı ve kuru öksürükle seyreden bir hastalıktır. Bazı çocuklarda hafifçe seyrederken, bazılarında bulantı, kusma, hatta zatürreye neden olabilir. Grip, belirtiler ilk başladığında en bulaşıcıdır ve bir haftaya kadar bulaşıcı kalır.
Gripte ateşiniz daha da yükselir ve bu durum genellikle kuru öksürükle başlar. Bu durum 2 hafta veya daha uzun süre devam edebilir. Diğer belirtiler arasında baş ağrısı, kas ve eklem ağrısı, genel olarak kendini iyi hissetmeme, boğaz ağrısı ve burun akıntısı yer alır. Dinlenme, sıvı alma ve ilaçlarla belirtiler hafifletilir. Ağır vakalarda gribin süresini, şiddetini ve komplikasyon riskini azaltmak için antiviral ilaçlar reçete edilebilir. Antiviral ilaçların yararlı olabilmesi için genellikle semptomların başlamasından sonraki 48 saat içinde başlanması gerekir.
Çocuklarda grip ateş ve ağrı belirtileri üç ila beş gün içinde sona erecektir. Öksürük ve genel yorgunluk iki hafta veya daha fazla sürebilir.
COVİD 19, öksürük ve ateş de dahil olmak üzere çok çeşitli belirtilere neden olabilen bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Çocuklar, kış ayları da dahil olmak üzere yılın herhangi bir zamanında Kovid 19'a yakalanabilir. Oldukça bulaşıcı olan COVID 19 varyantları yayılırken semptomları yakından izlemek ve enfeksiyonu önlemek için adımlar atmak önemlidir.
Test yapmadan Kovid 19 ile soğuk algınlığı veya üst solunum yolu enfeksiyonu arasındaki farkı söylemek mümkün değil. Bu nedenle çocuğunuzun herhangi bir semptomu varsa veya COVID 19'a maruz kaldıysa test yaptırmanız en iyisidir.
COVİD 19'u önlemenin en iyi yolu, uygun olan herkesin aşı yaptırmasıdır. Elleri sık sık yıkamak, yüz maskesi takmak ve kalabalıklardan kaçınmak da hastalığın yayılmasını önlemeye yardımcı olabilir.
Kovid-19'lu çocuklarda genellikle hafif belirtiler görülürken, üçte birinde hiç belirti görülmemektedir. Çocuklarda öksürük, ateş, koku ve tat duyusunun kaybının yanı sıra en sık görülen belirtiler ishal, kusma ve karın kramplarıdır.
Bronşiyolit, akciğerlerdeki en küçük hava yollarında meydana gelen daha ciddi bir iltihaplanmadır. Alt solunum yollarının hala gelişmekte olduğu bebeklerde ve küçük çocuklarda RSV virüsü bronşiolite yol açabilir.
RSV, solunum yolu ve akciğerlerde iltihaplanmaya yol açabilen viral bir enfeksiyondur. 1 yaşından küçük çocuklarda RSV, hastaneye başvuruların en sık görülen solunum nedenidir. RSV'li çocukların ve yetişkinlerin çoğu bir ila iki hafta içinde iyileşir. RSV çocuklarda çok yaygındır. Bebeklerin %97'si 2 yaşına kadar RSV'ye yakalanır.
Çocuğunuz RSV enfeksiyonunun enfekte bir arkadaşının burnundan veya ağzından çıkan sıvılarla temas ederek enfekte olabilir. Salgınlar genellikle sınıflarda, toplum merkezlerinde ve çocuk bakım merkezlerinde meydana gelir.
Bronşiyolit belirtileri arasında hırıltılı kuru öksürük, hızlı veya hırıltılı nefes alma, sinirlilik, beslenme istememe ve beslendikten sonra kusma yer alır. Belirtiler 3-5 günden itibaren en kötü halini alır ve 3 haftaya kadar sürebilir.
Çocuğunuzu dik tutmak nefes almasını kolaylaştıracaktır. 2 aydan büyük bebeklere ateş için parasetamol verilebilir. Buhar ayrıca mukusun gevşemesine de yardımcı olacaktır.
Çocuklarda bronşit İltihaplı bronşlar (akciğerlerdeki büyük hava yolları) çok fazla mukus oluşmasına neden olur.
Muhtemelen soğuk algınlığı veya grip virüsünden kaynaklanmaktadır; yani grip aşısı olmak riski azaltır. Çocuklarda alerji, sinüzit varsa, bademcikleri veya geniz eti büyükse bronşit gelişme ihtimali yüksektir.
Çocuklarda çok aşırı öksürük olur. Muhtemelen kısa sürede mukus üreten kuru bir öksürükle başlar. Ayrıca ağrı ve sızı, üşüme, baş ağrısı, burun akıntısı, boğaz ağrısı, nefes darlığı, gözlerde sulanma ve hırıltı da olabilir.
Antibiyotiklerle tedavi edilebilen zatürreye ilerlemediği sürece kendi kendine düzelecektir. Bu arada nemlendirici, öksürük ilacı ve ağrı kesiciler belirtileeri hafifletebilir.
Çocuklarda bronşit olunca Çoğu belirti yaklaşık iki hafta sürer, ancak öksürük birkaç ay sürebilir.
Akciğerlerin iltihaplanması anlamına gelen zatürreye virüsler, bakteriler ve mantarlar yol açmaktadır. Yüksek ateş, balgamlı öksürük, solunum güçlüğü, halsizlik, hırıltılı nefes alma, karın şişliği, ciltte morarma ve karın ağrısı gibi belirtileri olan zatürrede soluk alıp verme hızlanır. Bu durumda çocuğu en yakın hastaneye götürmek şarttır.
Kulak enfeksiyonları çocuklar için özellikle geceleri ağrılı olabilir. Çocuklarda ortaya çıkan kulak enfeksiyonlarının neredeyse tamamı, orta kulaktaki ikincil bakteriyel enfeksiyonlardır ve soğuk algınlığı veya grip gibi viral bir enfeksiyonu takip edebilir.
Kulakta üretilen fazla sıvı genellikle küçük bir tüp aracılığıyla boğaza doğru akar, ancak bu şişip tıkanırsa sıvı birikir. Viral enfeksiyonlar bu tüpte iltihaba neden olur ve bakterilerin yukarıya doğru hareket ederek sıvıyı enfekte etmesini kolaylaştırır. Ana semptom geceleri kulak ağrısı olacaktır.
Kulak enfeksiyonları tekrarlarsa, doktorunuz sıvıyı boşaltmak ve basıncı eşitlemek için kulak zarına küçük tüpler yerleştirmenizi önerebilir,
Çocuklarda çok sık antibiyotik kullanılmasını önermemekteyiz. Gereksiz antibiyotik kullanılmasından dolayı birçok antibiyotiğe direnç kazanılır. Gerçekten ihtiyaç olduğunda direnç geliştirildiği ve gereksiz kullanıldığı için etkili olmamaktadır. Antibiyotikler bağırsak florasını etkilemekte ve bağışıklık sistemini bozmaktadır. İleriki dönemlerde antibiyotik verildiğinde ise çocuklar iyileşmemektedir. Bu nedenle solunum yolu enfeksiyonlarında ateş düşürücü kullanılması, bol sıvı içirilmesi, burun kanallarının açılması, anne sütünün verilme sıklığının artırılması, bitki çaylarının verilmesi örneğin ıhlamur gibi faktörler hastalıkların iyileşmesini sağlayacaktır.
Soğuk havalar direncin düşmesine neden olduğundan dışarı çıkarken çocuğun giyisilerine dikkat edilmelidir. Çocuğu soğuk havadan korumak için kalın ve tek bir kıyafet yerine kat kat giydirmek tercih edilmelidir. Özellikle bebeklerin başlarından ısı kaybı daha fazla olduğundan dışarı çıkarken başını mutlaka örtmek önemlidir.
Çocuk hastaysa okula gönderilmemelidir. Eğer çocuğun ateşi varsa ve öksürüyorsa kapalı ve sıcak ortamda, aynı sınıfta, öksüren, aksıran çocuklar bir arada olduğu için enfeksiyon hızlıca yayılmaktadır. Çocukları iki, üç gün evde tutmak hem iyileşmesini kolaylaştırıp hem de enfeksiyonun yayılmasını engellemek adına son derece önemlidir.
Çocukları kış hastalıklarından koruma için; Hasta kişilerden uzak tutmalı, çocuklarda el temizliğine çok dikkat edilmeli, Mümkünse ellerini ağzına sokmaktan, tırnaklarını yemekten veya gözlerini ovuşturmaktan vazgeçirmek gerekir.
Oyuncakların, sandalyelerin ve çalışma yüzeylerinin düzenli olarak temizlenmesi, Sağlıklı beslendiklerinden ve bol miktarda egzersiz yaptıklarından emin olmalı, mesafe ve hijyen kurallarına uymalı.
Kliniğimizin aşağıdaki kurum veya özel sigortalarla anlaşması bulunmaktadır. Anlaşmamız olmayan özel sigorta ve kurumlara TTB fiyat tarifesinden fatura düzenlediğinden, hastalarımız ödedikleri ücreti sigortalarından ve kurumlarından tahsil edebilmektedirler.